Ghared, Sumenand’ın doğusundaki derin ve karanlık bir vadinin derinliklerinde gizli olan şehirleri Thernysia’nın devasa bir deprem sonucunda yerle bir olmasından sonra diyarların yüzeyine yayılmış olan Xeph’lerden birisidir. 1268 yılında meydana gelmiş ve anayurdunu kayaların altında bırakmış bu korkunç çöküntüyü yaşı gereği çok az hatırlamaktadır.
Thernysia şehrini terk ettikten sonraki ilk dönemlerde bir arada kalmayı başarmış olan Xeph’ler, kendi ırklarına uygun bir yaşam alanı arayışına girdiler. Sumenand ovalarını ve Asuan medeniyetini geçip devasa bir çöle geldiklerinde, kendi aralarında fikir ayrılığına düştüler. Xeph’lerin büyük bir kısmı, Asuan ve çevresine dağılarak derin ve karanlık vadiler aramayı önerirken, oralarda gezinmenin çölde yürümekten daha iyi olmadığını düşünen bir grup Xeph de çölün etrafını dolanıp geçerek Escova’ya, oradan da Saren’e varmayı hayal etti. Önlerinde uzanan Asuan Çölü’nün ve bu çölün tam orta yerinde bulunan Ateş Denizi’nin çevrede ne gibi tehditler oluşturduğunu tam olarak bilmeyen bu ikinci grup, çölün etrafındaki kır ve otlaklardan ayrılmamaya çalışarak yürüdü. Bu kır ve otlaklarda güvende olacaklarını düşünmüşlerdi, fakat bu otlaklar, yiyecek arayışı içerisinde çölün sınırlarına kadar sürüklenmiş olan bir canavarın, Sürünen Kıyamet’in avlanma alanıydı.
Koyu renkli ve kalın kabuklu devasa çöl böceği öyle hızlı ve korkunç saldırmıştı ki, Xeph’lerden birkaçı Sürünen Kıyamet’in kucağına çaresizce düşerken, onun darbelerinden kaçabilmeyi başarmış olan diğer Xeph’ler de çil yavrusu gibi etrafa dağılarak panik içerisinde, rastgele yönlere doğru koşmaya başlamışlardı.
Devasa canavarın yarattığı korkuyla hızla kaçmaya başlayan Ghared, bir süre sonra güneye doğru tek başına koşmakta olduğunu fark etti. Durup geriye bakınca, korkunç böceğin gazabından kurtulmuş olan bazı Xeph’lerin bir araya gelmeyi başarmış olduklarını gördü. Fakat yoldaşları ve kendi ailesinden oluşan bu grup kuzeye, yani çölün merkezine doğru koşmaktaydılar. Bir tepeciğin arkasına yatarak olduğu yerde saklanan Ghared, Sürünen Kıyamet tarafından yakalanmış olan yoldaşlarının acı kaderini izlerken henüz on yaşındaydı. Yakalamış olduğu Xeph’lerle işini çok hızlı bitirmiş olan canavar, kum tepeciklerinin ardına doğru kaçmayı başarmış olan Xeph kafilesini insanın kanını donduran, yavaş ve kendinden emin adımlarla takip etmeye başladı. Bir süre sonra kendisi de gözden kayboldu. İşte o zaman Ghared, yoldaşlarına ve ailesine ulaşmanın artık mümkün olmayacağını anladı. Gözyaşları içerisinde güneye doğru koşmaya devam etti. Yaşadığı acıdan ve kederden ötürü açlık ve susuzluk dinlememiş, belki de bu sayede, tuhaf giyinen, maske takan ve silah taşıyan adamların bulunduğu, kayalar üzerinde bulunan bir gizli bir kampa varıncaya kadar hayatta kalabilmeyi başarmıştı.
Yüksek kayalar üzerindeki güvenli kamplarından, ufukta belli belirsiz görünmüş olan meşhur canavarın neden hareketlendiğini anlamaya çalışan Kum Adamlar, birkaç saat sonra önlerindeki bir tepenin ardından belirerek kendilerine doğru koşmakta olan bir çocuk görünce bir an bile düşünmeden onu kurtarmak için kendilerini çölün tehlikeli kumları üzerine attılar. Kum Adamlar benzerini hayatlarında ilk defa gördükleri bu tuhaf çocuğu bulduklarında çocuk perişan hâldeydi.
Kurtarılan Xeph yarı baygın bir biçimde kuzey yönünü işaret ederek, kendi kafilesinden yirmibeş kişinin daha Kum Adamlar tarafından kurtarılması ile sonuçlanıp kayıtlara geçecek olan “1270 Koşusu” adlı operasyonu başlatacaktı. Lâkin Ghared’in ailesinden hiçbir iz yoktu.
Şartlar gereği uzunca bir süre çölde ikamet etmek zorunda kalan Ghared, bölge güvenli hâle gelince Escova’ya getirildi. Ghared’in o an itibariyle artık tek bir amacı vardı: Bir Kum Adam olmak. Bu kararı hem kendi ailesini ve kayıp yoldaşlarını düşünerek, hem de bu acımasız topraklarda zor duruma düşecek olan diğer herkesi düşünerek vermişti.
Kum adamlar daha önce hiç karşılaşmadıkları bu gizemli ırka mensup birinin saflarına katılma talebini bir kazanım olarak gördüler. Zamanla onun zihinsel kabiliyetlerini de tanıyacak ve örgüte neler kazandırabileceğini daha iyi anlayacaklardı. Böylece Ghared kum pelerin giydi. Sayısız eğitime, yürüyüşe ve aktiviteye ve hatta çatışmalara katıldı. On yıl boyunca hem kendinin, hem de örgütün amaçları doğrultusunda çölde gezindi.
Amaçları Gökfelaketi Savaşı’nın yaralarını sarmak ve artık yaşanmaz hâle gelmiş bölgelerde insanlara yardım etmek olan Kum Adamlar, Meclis’in çöllere sürdüğü bir sürü insana, birer suçlu olup olmadıklarına bakmaksızın destek sağladılar. Bu durum, Kum Adamlar’ın 1289 yılında Meclis tarafından düşman ilan edilmesine neden oldu. Ve bu da, Kum Adamlar’ı tarihlerinde ilk defa başka bir örgütle, yani Kızıl Muhafızlarla bir ittifak kurmaya itti. Bu ittifakın ilk görüşmelerini yapması için seçilen isim, örgütün genç üyelerinden Ghared idi.
1290 yılında; Meclis’e karşı yapacakları girişimin hazırlıklarını yaptıkları sırada, Meclis’in Shadaari muhafız kolu tarafından Escova sınırları içerisinde yakalandı. Kendisine ölüm çıkmazı büyüsü yapıldı ve Ateş Denizi’ne sürgüne gönderildi. |