Masadaki diğer herkesle aynı oyunu oynamıyor olduğunuza dair o garip hisse daha önce hiç kapıldınız mı? Sahneyi tasvir ettiniz: bir asilzade ve maiyeti geniş bir salondalar. Asilzade grupla bir konuşma başlatmak üzere, bir vazife vereceği aşikâr. O esnada grubun düzenbazı şu şekilde araya giriyor,
"O konuşmaya başladığında, asilzadenin cebindekileri yürütmeyi deneyeceğim." Masadaki başka bir kişinin bunun ne kadar saçma bir hareket olduğuna dikkat çekmesini bekliyorsunuz, ama onlar da sanki bu muhteşem bir fikirmiş gibi size bakmaktalar...
Şimdi ne olacak? Sahneyi devam ettireceksiniz, grup kendini hapishanede bulacak ve görevi de onlara ceza olarak mı yaptıracaksınız? Gardiyanlar içeriye daldığında kalabalık bir kavgayı riske mi edeceksiniz? Zarlar mı karar verecek? Görevi görmezden mi geleceksiniz?
İşte size benim kullandığım başka bir seçenek: Bir dakikanızı ayırarak, yaşanan durumu yeniden özetlemek ve masadaki herkesin oyun devam etmeden önce aynı görsel imgeye sahip olduğundan emin olmak.
"Pekala, şunu bir netleştirelim. Lord Bilmemkim'in ve çoğu sizden tarafa dikkat kesilmiş olan diğer yirmi kişinin daha önünde duruyorsunuz. Çoğu silahlı, bazıları ise gardiyan."Küçükken büyük bir ihtimalle "telefon oyunu"nu oynamışsınızdır. Biliyorsunuzdur, çemberdeki bir kişi yanındakinin kulağına bir şeyler fısıldar, o da aynı şeyi kendi yanındakine fısıldar, ta ki cümle çemberin başına geri dönene dek. Cümlenin anlamı büyük bir ihtimalle değişmiş olacaktır. Bu sözlü iletişimin doğasında vardır, sözcükler yanlış duyulabilir veya tamamen eksilebilir, ve biz duyduğumuz bir şeyi kendi hayal ettiklerimiz doğrultusunda aktarırken anlamlar da değişir. (Eğer şu ana kadar aklınızda, üzerinde ok olan bir gazebo imgesi canlanmadıysa,
şu hikâyeyi bilmiyorsunuz demektir.)
İki varsayımla başlayalım:
1 - GM'in temel görevlerinden birisi, dünyadaki her şeyi oyunculara doğru bir biçimde iletmektir.
2 - Nihayetinde, doğru iletmenin sorumluluğu dinleyicide değil, konuşmacıdadır.
Eğer oyuncular aptalca olduğu besbelli olan bir iş yapmak üzereyse, burada önemli bir bilginin anlaşılmamış olması veya yanlış iletilmiş/anlaşılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Yukarıdaki örnekte, düzenbazı oynayan oyuncu belki de "maiyet" kelimesinin "eşlik edenler" anlamına geldiğini bilmiyordu. Benim gibi, Gygax tarzında anlatım yapmaya çalışan ve antik kelimeler kullanan GM'ler özellikle dikkat etmeliler, çünkü oyuncularımızın çoğu (hatta bazen biz bile) bu tarz şeyler hakkında düşündüğümüz kadar bilgili olmayabiliriz. (Bunun ispatı için blog yazılarımı okumaya devam edin; Eninde sonunda yanlış yorumlamadan kaynaklanan aptalca bir şey yapacağım).
Oyuncular da bu konunun dışında sayılmazlar. İletişim iki yönlü bir durumdur ve dinleyiciler dikkatlerini vererek, geri bildirim sağlayarak, gerektiğinde açıklamalar isteyerek ve kendi varsayımlarının ve görsel imgelerinin masadaki diğer kişiler tarafından da paylaşıldığından emin olarak iletişimdeki sorumluluğun bir kısmını üstlenirler. Oyuncu oynamaya başladığında roller değişir. Oyuncu GM'in kendisini anladığından ve dikkatini verdiğinden emin olmalıdır, gibi.
GM'ler: Bunlar oyuncularınızın hareketlerini sorgulayabilirsiniz anlamına gelmemektedir. Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, oyuncuların hem pişkin hem de aptalca olan tek bir hareketle GM'i (ya da tüm masayı) şoka sokarak dil tutulmasına yol açma gibi bir kabiliyetleri vardır. Öyle ki bu oyuncular, Fransızların askeri konulardaki veya Japonların yetişkin çizgi romanları yapmaktaki şöhretine taş çıkaran bir şöhret de kazanabilirler. Malumu ilan etmenin hiçbir derecesinin, oyundaki
"NE yapıyorum dedin?" anlarını sona erdireceğine (veya erdirmesi gerektiğine) inanmıyorum.
Lâkin, yanlış iletişimden veya konuşulmamış varsayımlardan kaynaklanan hatalar giderilebilir. Şahsi örneğim D&D'den olacak: Tırmanış üzerine birkaç puanı olan bir Barbar karakter oynuyordum ve grubumuz aşağıya doğru inmemiz gereken bir uçuruma geldi. Uçurum yaklaşık olarak kırk feet yükseklikteydi ve GM bu uçurumu tipik bir kaya duvar olarak tasvir etti. Hem kendi tırmanış deneyimlerimden, hem de karakterimin istatistiklerinden yola çıkarak "tipik bir kaya duvar"ın karakterim için kolay lokma olacağına kanaat getirdim ve aşağıya inmeye başladım.
Bilmediğim şey ise, D&D kurallarında tipik bir kaya duvara tırmanmanın bir tuğla duvara tırmanmak kadar zor olmasıydı. Ben ise bunu başlangıç seviyesindeki insanlar için yapılan modern bir "tırmanma duvarı" gibi düşünmüş, biraz eğitimi olan güçlü bir karakterin bunun üstesinden gelebileceğine kanaat getirmiştim. Yanılmışım; karakterim birinci denemede aşağıya düştü ve biraz zarar gördü (en çok da egosu yaralandı; barbarlar tırmanamayabilir, ama eminim ki hasar almada üstlerine yoktur). Çok önemli bir şey değildi ve bununla ilgili neşeli bir öykü bile yazdım, ama eğer GM malum olanı ilan etmiş olsaydı bu durum önlenmiş olabilirdi.
"Biraz daha yakından bakınca, bunun oldukça sarp bir uçurum olduğunun farkına varıyorsun. Neredeyse dikey ve eli veya ayağı destekleyecek fazla çıkıntı da yok."Malumu ilan etmek, oyuncunun üzerinde fazlasıyla düşünmüş ve hâlâ değerlendirmekte olduğu bir planı engellemeyecektir (ki hepimiz gizliden gizliye o planları severiz), ama zayıf varsayımlardan veya yanlış iletişimden kaynaklanan hataların önüne geçer. Ben bunu, size planınızdaki hatayı gösteren kafanızın içindeki ses veya gerçekten aptalca olan bir şey yapacakken karnınızda oluşan büzüşme gibi değerlendiriyorum. (Eğer yüksekten dalış yaparken, veya çok hassas bir noktanın üzerindeki bandajı açarken bir kez bile olsa tereddüt yaşamışsanız, neyi kast ettiğimi de bilirsiniz.)
Bazı GM'ler, son çare olarak "Bunu yaptığına emin misin?" şeklindeki alışılagelmiş cümleyi kullanmayı severler. Bu pratik bir çözümdür ve bir şeylerin yanlış olduğuna işarettir. Lâkin bu çözüm, yanlış bir varsayımdan doğan bir kararı, düpedüz aptallıkla verilen bir karardan ayırt etmek için yeterli kesinlikte değildir. Oyuncular bir oyunun akışında tartışmaya açık pek çok karar verir ve pek çok GM de, oyuncular tetiği çekmeden önce onlara emin olup olmadıklarını sorarak kendini temize çıkarır, ama bu başka bir gün tartışacağımız başka bir konu. Şu anda, iletişimden ve varsayımlardan kaynaklanan hataları basitçe elemeyi tercih ediyorum.