Calahan Redsky
Uzun yıllar önceydi. Anroth sokaklarında yeni bir kanunsuzun ismi yankılanıyor, han köşelerinde kulaktan kulağa onun adı fısıldanıyordu: Calahan. Bu şehir soysuzlara da, kanunsuzlara da pek alışıktır. Yine de isimleri bilmekte her zaman fayda vardı.
Calahan ilk olarak Gölgeorman’dan dağlara uzanan yollarda ortaya çıktı. Anroth’lu güvenlik güçlerinin ondan haberdar olduğu ilk günlerde, gözardı edilebilecek (veya adalıları pek de ilgilendirmeyen) bazı işler yapıyordu Calahan. Görünen o ki; Anroth çevresini mesken tutmuş olan fareler, şehrin açıklarındaki saklanma yerlerinde birbirlerine düşmüşlerdi. Bırakalım, birbirlerini yesinlerdi.
Sonra; Anroth’lulara ait iki, Khardak’lılara ait de bir malzeme arabasının silah zoruyla ele geçirildiği olaylar vuku buldu. Kan dökülmüştü. Bolca kan... Anroth’lu korucuların kaşları çatıldı. Askerler, gözcüler ve haberciler, komutanlarından bir dizi yeni emir aldılar. Bir endişe dalgası, şehirli insanların yüzlerinden geçti ve gitti.
Bunu, Mudan’daki ambarda yaşanan büyük soygun takip etti. Yine ortalık karışmış, toprak bu kez de kırmızıya bulanmıştı. Suçlu tabii ki de Calahan’dı. İlk etapta önemsenmemiş, dikkate alınmamış olan Calahan... İşi temiz yapamıyordu belki; ama silahlarla vuruşmayı da, sonrasında kayıplara karışmayı da iyi beceriyordu.
Endişe, korkuya dönüştü. Yüklü arabalar kadar, maceraperestler de batı yollarına düşmeye çekinir hâle geldiler. Hakları da vardı üstelik. Calahan bir hafta içinde, kendi davasına hatırı sayılır miktarda erzak, silah ve mühimmat sağlamıştı.
Davasına... O zamanlar bilmiyorduk. Calahan Redsky’ı; gücün ve paranın esiri olmuş bir başka eşkiya sanıyorduk. Anroth’un tek bir kılıç darbesiyle alt üst olur, tarih sahnesinden de sonsuza dek silinir giderdi. Bunun neden mümkün olmadığını, sonraları öğrendik.
Gölgeorman’ın kasvet örtüsü altında yeni bir isim fısıldanıyordu: Hextor. Bir tanrının adıydı bu. Buralarda daha önce esamesi okunmamıştı. Oysa şimdi; yabanıl yollarda önü kesilen arabalarda, yola çıkarken kuşanılan silahlarda, yaban muhafızlarının yüreklerine işleyen korkuda, taşı ve yazısı olmayan sayısız mezardaydı.
Hextor elçisini bulmuş, onu bir topuz gibi üzerimize indirmişti.
Betha