Bakır Taç

[Kharnos]

Loş salonumuz, külüstür mobilyalarımız, iç karartıcı müziklerimiz ve günün her saati baygın olan tayfamız ile; eskimiş, yıpranmış, çökmeye yüz tutmuş Bakır Taç hanına hoş geldiniz. Burası kaçakçıların, korsanların, kavgacıların, haydutların ve tekinsiz adamların cirit attığı mekandır. Ekmeklerimiz bayat, yemeklerimiz iştah kapatıcı cinstendir. İçkilerimiz ise sudan ucuzdur. Cebinizde birkaç fandar varsa hemen kendinize bir köşe kapın. Akşama doğru burası bir hayli kalabalık olur.

[Ryle]

Gecenin sabaha, ölünün toprağa, aşkın insana ulaştığı günün son damlasını yudumlarken yeni doğmuş güneşle beraber, sanki onun bir parçasıymış gibi parıldayan ve kulaklarımı tıkamaya yetecek kadar gürültü çıkaran zırh takımıyla beraber içeri gelen Rivol'du. Ve arkasından da iyi kalpli Alois geliyordu. Sabah sabah gelecek olan insan ne haber getirebilirdi? İyi mi? Yoksa kötü mü? Bu soruların cevabını ancak onları masasına davet ederek alabilirdi.

"Heyyy, üstüne cübbeni geçir dostum gözlerimi kamaştırıyorsun. Gel de otur sana şehrin en kalitesiz en kötü ve en acı içkisini ısmarlayayım? "

[Vetrinus]

Birkaç masa ileride parmaklarını masanın üzerinde birbirine kavuşturmuş, önündeki dolu kadehe son yarım saattir hiç dokunmamıştı yabancı. Karanlık bir sokağa girse, neredeyse hiç farkedilemeyecek derecede karanlık; yüzüde, elbiseleride. Ellerini ayırdı birbirinden, içkisini bir dikişte bitirdi ve kafasını çevirip hancıya doğru uzattı bakışlarını, henüz havada olan kadehini sert bir şekilde masaya vurdu. Hancı başıyla onay verdi, yabancı ellerini tekrar kavuşturup masanın üzerinde, dinlemeye devam etti birkaç masa ileriyi...

[ZengalDarkskull]

( O günün sabahı bir hayli yoğun ve yorucu geçmişti.. Amn gibi; Tacirlere, korsanlara, kontlara ve kölelere ev sahipliği yapan böylesi köklü ve dört yılda bir takvim yapraklarına eklenen bir günde tercih edilen şehir olma statüsüne sahip bir şehir risk altındaydı.. Kılıçlar Denizinde o sabah karanlık bulutlar kol gezmeye başlamıştı..
Fazlasıyla yorulan grup Delosar'ın hanında beş Muran'lı korsanı hakladıktan sonra bazı bedensel zorluklara göğüs gererek ikinci dalga için eski bir han olan Bakır Taç'a yol aldılar.. Bu Alois'in nadiren girdiği, Ryle'nin her ahşabında çentiği bulunan, Rivol'ünse kapısından neredeyse meşale ile gireceği cinsten yılların Bakır Taç Han'ı idi.. Burada çok acı, çok eğlence yatardı.. )
 
- Lathander adına !
Bu adamlar karanlıkta görmek ile onurlandırılmışlar.. (Rivol buraya ''Shar'' tapınağı benzetmesi yapardı.)
Kulağına tanıdık hoş bir ses çalındı..  Ryle 'idi bu, hayatında daha önce tanışmadığı cinsten bir adamdı fakat Drogar sınırları içinde hissettiği samimiyeti adamın kahverengi gözlerinde yakalıyordu..
Birkaç saniye masalardan birine bakıp ilerledi..
Masaya ağırca oturup eğildi,
- 'Ryle, Dold bazı şeylerden bahsetti..
Çok önemli şeylerden.. '' derken gülümsüyordu..

[Ryle]

Rivol'e  içki ısmarlamak için kaldırdığı elini yavaşça yere indirirken gözlerini etrafa çaldı. Bir hışımla gelen Rivol'un gözlerinde ona içki ısmarlayacağıma dair bir sevinçten ziyade, taze, yenilir ve yutulur cinsten bir haber getirmiş havası vardı. Daha selam vermeden böylesine direk konuya dalışı konunun ciddiyetini belli etmişti. Ryle, Rivol'un bu sözlerini duyunca diğer sandalyaye doğru uzattığı ayaklarını toplayıp, kulaklarını Şovalyeye dikti.

"Otur şöyle istersen Rivol... Konuşturabildiniz mi Dold'u . Dudaklarından çıkanları merak ediyorum. Anlat hadi."

[ZengalDarkskull]

  Bakır Taç'ın kalitesiz üzümden yapılmış ve boşa yıllanmış olan şarabına dokunmayacağı için biraz daha masada durarak  orada eskimesine lüzum görmeyen Rivol umursamadı..
 Omzunun üstünden etrafa bakar gibi yapıp o masaya bir daha göz gezdirdi, hanın atmosferinden de karanlık biri vardı orada, garipti..
 Söze girerken kadim şövalye babasının üslubuyla ağır bir havaya büründü yine..

- 'Ryle, Dold adamları aramanın kanalizasyon sistemine bakmaktan başlaması gerektiğini kaçırdı sefil ağzından..
 - Şehir muhafızının verdiğim emirle adamı nasıl tartakladığını görseydin çok gülerdin..
Neyse burada ne yapıyorsun bence daha aydınlık bir yere gitmeliyiz..
Mesela o meydanı gören bir yere, mesela alevlerin bir katman altta aktığı yere..
 

[Ryle]

Gerçekten Ryle'nin rahatını bozmasına değen bilgilerdi bunlar. Dold konuşmuş, görev bir adım daha ilerlemişti. Daha kaç adım vardı!? Ayağa kalkıp son damlalarını yudumladıktan sonra,

"- Dold'un gözlerinde yalan varmıydı peki?
- Alevlere yakın olarak bahsettiğin mekanlarda bulundum Rivol.
- Mantıklı birşey ama koskoca Amn'e kim doğrudan saldırabilir ki?
- Haklısın meydana gidelim, Alois'i göremedim nerede ?"

[Vetrinus]

Yeni gelen kadehe hiç dokunmadı yabancı, masanın üzerine 1 bakır para bıraktı. Yavaşça ayağa kalktı, hareketleri havada bile iz bırakmayacak kadar yumuşak ve yalnızlık kadar sessizdi. Kukuletasını kafasına geçirdikten sonra, birkaç saniye içinde bir gölge gibi çıktı hanın kapısından.

[Alois]

İçeri yavaş ve kendinden emin adımlar ile ilerlemekteyim...
İnsanların bakışlarına alışkın olarak gözlerim ile dostlarımı arıyorum ve hancıya ilerleyereK buraları biraz daha aydınlatsan daha iyi olur diyerek . Ryli ve Rivolu görerek yanlarına dik bir şekilde ilerliyorum. Selam beyler... Biraz geçıktım fakat yapmam gereken bir kaç iş vardı. (Spor)
Ama nihayetinde yetiştim:)

[Ryle]

Bu yüzü görmek, dahası bu olaylar karşısında bile böyle mutlu görebilmek Ryle'yi sevindirmişti. Alois çoğu zaman yaptığı gibi günlük hareketlerini şevk ve zevk ile tamamlamış, bunun verdiği rahatlıkla dostu Ryle'nin yanına gelmişti. Ryle onu gülücüklerle karşıladı.
"Bu kadar kısa zaman içinde iki tane güzel haber duymak nede güzel Hem Dold konuşmuş hemde sevgili dostum Alois çok mutlu. Otur şöyle dostum ve Rivol'e kulak ver"

[Alois]

Rivol suskun

[ZengalDarkskull]

Rivol suskundu.. Ancak suskunluğu içinde defalarca kanla kurumuş tabakalardan sızıp  yüzünde gizemli bir mimik olarak görünüyordu. Güneş'in yolcusu karanlıklarda geziniyordu, yapılmaması gereken işleri yapıyor, bulunmaması gereken yerlerde bulunuyordu.. Bu onun simasını epey değiştirmişti, kalbinde hep derin güçlü huzmeler yayan pekçok merhamet gölü hep vardı..
 - Hoşgeldin dingin ruhlu dostum Alois.. Bana eskiden hissettiğim kadim ruhlu ruhbanlar gibi göründün bugün yine.. Gelişin doğudan esen keskin güçlü rüzgarlar kadar serin geldi aramıza katılmana sevindim.. Bu handaki havada insanlardan yayılmış bir kurum tabakası var sanki ..
 Buradan ayrılıyoruz, hadi seçkin, aydınlık, dekoratif ve güvenli bir hana gidelim..

Şehir, Shieldmeet günü yerinden oynayacak !

[Alois]

Hoş bulduk LATHANDER ŞOVALYESİ kardeşim...
Dilerim LATHANDER ŞOVALYELERININ EN UST MEVKİSİNE KADAR YUKSELIRSIN!
Bu han benımde pek içimi aydınlatmadı. İstediğin bir yere gidebiliriz...
Hey RYLE Gel daha aydınlık ortamlarda yer alalım Bu senın ufkunu açar

[Ryle]

Alois'in yüz ifadesi garip bir biçimde değişmişti. Sabahın erken saatlerinde The Copper Coronet hanının kapısından Ryle'yi almak için girerkenki yüz ifadesinden çok uzaktı. Ryle yokken neler değişmişti. Dold'un konuşması Alois'i Bayağı sevindirmiş. Bütün bunları saniyeler içinde kafasından geçiren Ryle, Alois'e bakarak;

"Dostum, normal insanlar gibi(olaydan haberi olmayan halk) Shieldmeet gününün mutluluğunu yaşıyorsun sanırım. Herşey yeni başlıyor aslında. Yemi yuttuk, büyük balık gelilyor! Sen olduktan sonra aydınlık karanlık farketmez, heryere gelirim dostum." dedi.

Şehre karanlık çökerken nasıl bir aydınlık yakalanabilirdi ki!

[Alois]

Beni bu düşüncelerin çok mutlu etti kardeşim, çok teşekkür ederim.
Diyeceğim, şehir perişan halde. Biz de bir çukurdayız. Lathander şövalyesi ışık kaynağımız ama sadece önümüzü görebiliyoruz.
Biz elimizden geleni yapıyoruz, sonucunu çok merak ediyorum. Ama sonunu düşünen kahraman olamaz derler. Biz her şekilde her şeyi düşünürüz. 
(Terazinin iki tarafında kimin durduğunun önemi yoktur; önemli olan kefeyi tutan demirdir.)
Bu tutan demir olacağız sana kardeşim. Hep beraber, hep birlikte.

[Alois]

Şehir perişan durumda ve 1 büyücü ortalığı epey karıştırdı. Güzel sözlere veya anlamlı ifaadeler sölemenin hiç bir anlamı yok benim gözümde!
Bu şehirde çok asker var çok hizmet veren var ama yaptığımız iş gerçekten zor ve az kişiyiz bu yüzden Lathander şovalyesi bize destek olacak birilerini tanıyor ve gerekeni yapacağını düşünüyorum.
Zor saatler geçiriyoruz ölüm ile burun buruna kalıyoruz atlatıyoruz...
Bu iş epey uzun sürdü elimizdeki imkanları arttırma vakti geldi. Dimi Arkadaşlar!

[Ryle]

Alois sinirlenmiş olsa gerek. Sözlerindeki vurguların şiddeti güçlenmişti. Ryle karşılık verdi iyi kalpli dostuna.
"Ortalıklara pek çıkamasakda ben bir Lathander Şövalyesi göremedim. " Rivol'e dönerek; "Aslında Gül Kubbe'ye gidip yardım veya haber etsen iyi olmaz mı ?"dedi. "İmkan her zaman vardır Alois, önemli olan imkanın ne kadar olduğu."

[Alois]

Vermiş olduğu cevab Aloisin öfkesini az da olsa indirmişti Ryle!
GİT GİDE bu işin ciddiyeti üzerimizde epey artıyor.Anladığım kadarıyla ernili bulduğumuz yerde benım dusuncem başka birileri de vardır. içeriyi arayalım belki başka vatandaşlar ile karşılaşabiliriz.

[Ryle]

Ryle'nin düşünceleriyle eş düşüncelere sahipti Alois. Ryle birkaç farklı düşüncelerini Alois'e şöyle yorumladı;
"Orada bizden başka vatadaş yok Alois! Orada Hainleri bulabiliriz ancak... Bende senin düşüncelerini paylaşıyorum dostum. Delikte çok az yılan bulduk, dahasıda olmalı!" derken belirtmek istediği kelimelerin tonlarını yükseltti.

Amn'nin sonunun ne olacağına dair umut ve hayalden başka düşüncelere sahip olamıyordu Ryle. O kırmızı büyücünün yaptığı işi görünce, en baştaki zafer sonrası "sevgilim" diye tabir ettiği Athkatla şehrine karşı içeceği çok alkollu ve soğuk içeceklerin yerini, zaferi düşünmenin umudu almıştı. Ryle bir hayli hüzünlüydü. Ama her zaman olduğu gibi şimdide umut vardı. Umudunu hiç kaybetmeyecekti!

[Alois]

Rylenin konusmalarını Tebbesüm ederek sonra yine sert suratını aldı Alois GoldenHand.
Başaracağız dostum merak etme...Sevgilinle yeniden eskisi gibi olacağız.