Gönderen Konu: FRP, Peki Neden?  (Okunma sayısı 2645 defa)

Vetrinus

  • Yolcu
  • - 7 -
  • İleti: 172
FRP, Peki Neden?
« : Nis 09, 2012, 16:54:03 »

FRP, Peki Neden?

Geçenlerde yeni çıkmış bir kitabın inceleme yazısını okurken aklıma düştü: "Eğer hayatımda FRP diye bir şey olmasaydı, acaba şu anda  bu incelemeyi okurken, bu hissettiklerimi hissedebilir miydim? Karnıma ağrılar girmeye başladı sonra, "Bu hissi yazmalıyım" dedim. Neden FRP oynadığımı, bana neler kattığını anlatmaya çalışmalıyım.

FRP, yani fantastik rol yapma oyunu. Nasıl oynandığı hakkında bilgi vermeyeceğim çünkü burada bununla ilgili bilgi verebilecek çok daha yetkin ve bilge arkadaşlarım var; onların yanında bana "Geviş getirmek" düşer. Dostlarıma da selam ettikten sonra, rahatça koşabilirim satırlarda.

Zaman durur oyun masasına toplanıldığında, güzel, çirkin; bu dünyaya dair ne varsa bir kenara bırakırsınız. Fantastik dünyanın kapılarından sızan ışık çoktan vurmuştur bile yüzünüze. Yüzünüz kadar zihniniz de aydınlanır, o kapıdan geçtikten sonra artık herbir ayrıntıyı defalarca düşünmeniz gerekmektedir. Eski şehirlerde gezersiniz, karanlık sokaklar karşılar sizi kimi zaman. Dünya yokolacaktır, tanrılar savaştadır, bazen bir soylunun değerli bir eşyası kaybolmuştur; siz kurtaracak, durduracak ya da bulacaksınızdır. Eski bir handan içeri girersiniz, bilge bir gezgincinin yaptığı derin bir müzik karşılar sizi bazen, bazen kahkahalar, bağırışlar, kadeh sesleri. Siz her şeyin arasından sıyrılıp arkalarda bir masaya yerleşip dostlarınızı beklemeye başlarsınız; plan yapılmadan maceraya çıkılmamalıdır. Silahlar, yiyecekler, atlar ayarlanır, sabaha karşı yola çıkılacaktır, şimdi odaya çıkılmalı ve temiz bir uyku çekilmelidir; uzunca bir zaman öylesine dinlendirici uykulara teslim olamayacaksınızdır. Denizler, ormanlar, dağlar, geçitler aşılır; siz hep düşünmek zorundasınızdır ve tabii şansınız da yaver gitmelidir üzerinize düşen vazifeleri yerine getirebilmek için. Gerçek dünyanın dâhilerinden Albert Einstein "Tanrı zar atmaz" demiş ya hani, oyundaki dünyanızın tanrısı zar atar, düşünür; macerayı nasıl daha heyecanlı hâle getirebilirim, oyuncularımın hünerlerini sergileyebilmesine nasıl daha fazla katkı sağlayabilirim diye. Sonsuz bir paylaşım ağıdır FRP, dinmeyen bir tutku sağanağı.

İnsanlık geliştikçe daha az hayâl kurar hâle geldi. Her yeni teknolojik gelişme, zamanın çemberini biraz daha hızlandırdı. Görsel, işitsel, her anlamda mükemmel teknolojilerimiz var elimizin altında. İstediğimiz birçok şeyi, çok kısa bir süre içerisinde elde eder hâle geldik. Peki ya hayâllerimiz? Hiçbir teknoloji kimsenin bilmediği yerlerde özgürce at sürmenizi hissettiremez size, ya da terkedilmiş bir tapınakta gizli bir kütüphâne bulmanın keyfini. Hiçkimsenin bilmediği bir ırmaktan su içmek, ya da hiçbir yerde olmayan bir ağacın gölgesinde serinlemek. Olmayan dilleri öğrenmek, olmayan şehirlerde konaklamak, olmayan zindanlardan kaçmaya çalışmak. İnsanın tahâyyül edebileceği her şey bir düşünce kadar uzak o masada otururken size, ağızınızdan çıkacak olan birkaç kelime. "Mış" gibi yapmanın en zararsız ve en keyifli hâli; FRP.

Neden FRP? Hayâl kurmak için arkadaşım, hayâl kurmak için...
J'alre

 

accordion-centenary